Dolgu
Günümüzde dolgu uygulamasında en yaygın ve ideal olarak kullanılan dolgu maddesi, “hyalünorik asit” tir. Hyalünorik asit insan vücudunda var olan şeker benzeri bir madde, bir polisakarittir. Ciltte su tutan ve hacim sağlayan bu asit, dokulardaki oransal birtakım bozulmaların giderilmesi noktasında büyük bir fayda sağlamaktadır. Dolgu maddesi, cilt içine enjekte edelerek derideki ince ve derin kırışıklıkları, yara izleri, dudakları kalınlaştırmak, yüz bölgesine dolgunluk vermek amacıyla kullanılır. Dolgu sonrası kısa sürede daha genç bir görünüm sağlanır. Dolgu uygulaması ile yüzdeki yorgun ifade giderilir. Yüzün alt kısımlarında sarkma ve kırışıklıklarda yüz dolgusu başarıyla kullanılır. Dolgu Uygulama sonrası kişi rutin aktivitelerine hemen dönebilir. Kalıcılık süresi kişiden kişiye değişmekle beraber yeni teknolojık urunlerde bu sure 18 aya değin uzatılabilir.. Cerrahi uygulamalara göre avantajı daha ucuz olması ve sonucun hemen görülmesidir.
Dolgu Uygulamasının Yan Etkileri ve Riskleri Var mıdır?
Uygulama sonrası enjeksiyon yerlerinde ağrı, şişlik ve kızarıklık, morarma gibi renk değişiklikleri olabilir, bu etkiler 2 – 3 gün içerisinde yok olur.
Genel anestezi gerektirmeyen bir işlem olduğu için anesteziye bağlı riskler ortadan kalkmaktadır. Estetik amaçlı gerçekleştiriliyor olsa da dolgu uygulamasının tıbbi bir işlem olduğu unutulmamalı ve tecrübeli hekimler tarafından gerçekleştirilmelidir.
Dolgu uygulanan alanlar
– Glebella (iki kaş arası) çizgileri
– Nazolabial (burun yanları) oluklar
– Gülme çizgileri
– Dudak dolgunlaştırma ve şekillendirme
– Marionette (ağız kenarı ve çene hizası) çizgileri
– Yara izleri ve Derin çizgiler
– Yüz asimetrileri
– Sigara çizgileri(üst dudak üstü ve alt dudak altı)